İLHAN GÜLENÇ RÖPORTAJ
Bizlere kendi cümlelerinizle, kendinizden ve geçmişinizden kısaca bahseder misiniz? İlhan Gülenç kimdir?
35 Yıllık ticari geçmişi olan bir ailenin, 31 yaşındaki bir üyesiyim. Balıkesir’de doğdum ve büyüdüm. Dial-Up bağlantıların olduğu zamandan beri, yani 2000 yılından beri irili-ufaklı internet girişimleri yapıyorum. IRC sohbetlerin revaçta olduğu dönemden bugüne, birçok internet projesinde yer aldım. İlk exit’imin bir IRC portalı olmasına halen gülerim. Birçoğu, hobi olarak yapılan projelerdi. İnternetin ve telefon/mobil sistemlerin hızla dönüşmesiyle, sektörün var olan ve gelişen birçok projesinde yer alarak, sektörle beraber büyüdüm.
Binbircesit.com’un kuruluş hikayesinden ve vizyonundan bahsedebilir misiniz? Sizi diğer e-ticaret firmalarından ayıran en büyük şey nedir?
Binbircesit.Com 2005 yılında tohumları atılan bir proje. Binbirçeşit sistemini hayal ederken, içerisinde satılabilecek her şeyin bulunabileceği bir platform vizyonu ile yola koyulduk. Platform aktif olduğu gün, bizden daha önce piyasada satışa başlamış ve hatırı sayılır büyüklüğe ulaşmış firmaların olduğu bir sektöre giriş yaptı Binbirçeşit. Fakat e-ticaret sektörü sabun gibidir, çok kaygan bir zeminde var olma savaşı vermektedir işletmeler. Çok düşük kâr ve kuyumcu terazisi hassasiyetinde oluşturulan bütçeler ile faaliyet gösterme zorunluluğunuz bulunuyor.
O yıllarda, sektörde yoğun faaliyet gösteren 5 marka bulunmaktaydı. Dört tanesi maalesef ekonomik sebeplerden dolayı 2008 öncesinde kapatmak durumunda kaldı. Bizi diğer e-ticaret sitelerinden ayıran en büyük özelliğimiz, alıcı kitlesi bulunan ama her zaman kolay erişilebilir olmayan bir ürünü, ilk satan platform olma gayemizdi. Bu bağlamda, geriye dönüp baktığım zaman, büyük oranda başarı yakaladığımızı mutlulukla söyleyebilirim. Ülkemizde henüz e-ticarette taşlar yerine oturmadı, tüm firmalar ciddi maliyetler karşılığında pazardan pay kapma yarışı içerisindeler. Bu sebeple, sektördeki firmalar, kârlılığı en önemli odak noktası haline getiremiyor. Maliyetlerini iyi kontrol edip, müşteriye en iyi hizmeti sunan ayakta kalır prensibi sektörü ele geçirmiş durumda.
Binbircesit.com, 2014 yılından bu yana müşterilerine Bitcoin ile ödeme yapma imkanı sağlıyor. Bitcoin ile satış yapmaya nasıl karar verdiniz? Bu durum, rakipleriniz karşısında size bir avantaj sağladı mı?
Bitcoin/Blockchain ekosistemi ile ilk tanıştığımızda yıl 2013’tü. Teknolojisi çok dikkatimizi çekmişti. Satoshi Nakamoto imzalı “Whitepaper” (tanıtım yazısı) metnini ilk defa okuduktan 5 gün sonra, kendimi Çin’in bir şehrinde “bitcoin mining cihazı” üreten bir firmanın fabrikasında bulmuştum. Dünya ekonomisinde blockchain-bitcoin kavramlarının yeni yeni konuşulmaya başlandığı ve etkisi büyük olacak bu sistemin, o günlerde henüz, ekonomik olarak geniş çapta piyasalara entegre olmadığının farkına vardık.
Sektöre katkısı olması ve farkındalık oluşturması açısından Bitcoin’i platformumuzdaki tüm ürünler için kabul etme kararı aldık. Tüm ürünlerin Bitcoin ile satın alınabildiği Türkiye’deki ilk e-ticaret sitesi olmanın yanında, bu ödeme yöntemini müşterilerinin hizmetine sunan dünyadaki sayılı platformlardan birisi olmanın kıvancı içindeyiz. Bitcoin kabul ettiğimizi duyurduğumuzda, BTC 80 Dolar düzeyindeydi. Sipariş geleceğinden pek ümidimiz yoktu fakat 2. saatin sonunda bir müşteri, “Swatch” marka bir saat satın almış ve ödemesini Bitcoin ile yapmıştı.
İleride, Bitcoin dışında başka kripto para birimleri üzerinden de alışveriş yapılabilecek mi?
Tabii ki, yapılabilecek. Bu konuyu titizlikle ve etraflıca tasarlayıp uygulamaya geçirmeyi, müşterilerimizin başka kripto paralarla ödeme yapabilmelerinin mümkün olmasını arzuluyoruz. İlk alternatif kripto para olarak, Tether (USDT) üzerine yoğunlaştık.
Yalnızca piyasada olan ürünlerin satışını yapmak ile kalmayıp, yabancı pazardaki ürünlere distribütörlük ederek, o ürünlerin satışlarını da gerçekleştiriyorsunuz. Bu ürünleri nasıl belirliyorsunuz, bu ürünler için farklı araştırma ve planlama çalışmalarınız oluyor mu?
Evet. İnternet perakendeciliği, rekabet koşullarından dolayı çok zorlu ve çetin geçiyor. Kârlılığı iyi düzeyde olan yenilikçi tüm ürünleri, detaylıca araştırıyoruz. Müşterilerimizin günlük hayatlarına artı değer katacağına inandığımız bir ürün bulduğumuz kanaatine varırsak, dünyanın öbür ucunda da olsa o ürünü satışa sunmak için yollara düşüyoruz.
Genel anlamda teknolojiye, alt başlık olarak ise robot teknolojisine özel bir ilgimiz var diyebilirim. İnsan hayatını kolaylaştırabilecek robotik tüm ürünleri araştırıyoruz. 5 Yıl içerisinde, evlerde sahibine hizmet edecek robot asistanların satışını yapmak en büyük hayallerimizden birisi. Temizlik robotu sektöründe hem distribütörlüğünü yaptığımız ürünler var hem de kendi markamız ile faaliyet gösteriyoruz.
Distribütörlük sağladınız ürünlerden en yenisi ise Ledger Wallet. Ledger Wallet hakkında ve distribütörlük süreci hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
Kripto para ekosistemine olan özel ilgimiz sebebiyle, sektördeki gelişmeleri her gün yakından takip etmeye çalışıyoruz. Araştırmalarımız esnasında, kripto paraların güvenle elde tutulması ve korunmasında off-line donanım cüzdanların önemli bir alternatif olduğunu fark etmemiz, bizi Ledger firması ile buluşturdu. Ledger, 2015 yılında Paris merkezli kurulmuş bir firmadır ve tanıştığımız dönemde nisbeten küçük bir yapıları vardı.
Bizler ilk toplantı talep ettiğimizde, detaylı bir distribütörlük programları bile henüz aktif değildi. Kendilerini Paris’te ziyaret ettik, ürünlerinin Türkiye’de güvenilir ve resmi bir distribütör kanalıyla satılmasının çok olumlu sonuçlar vereceğini belirttik. Söylediklerimizi ilgiyle karşıladılar ve bizlere güvenerek Türkiye distribütörlüğünü Binbircesit.com’a verdiler.
Nazar değmesin, 3 yıldır harika giden bir işbirliğimiz var. Sektörün ilk ve en büyük donanım cüzdanı konumuna geldiler. Türkiye’de, donanım cüzdanı sektöründe Ledger’in pazar payı Dünya’daki verilerden farklılık arz ediyor. Ledger, %90 civarında bir pazar payına sahip Türkiye’de. Bu yüksek oranı, bize güven duyan müşterilerimize borçluyuz. Herbir kişisel ve kurumsal Ledger müşterimize sizin aracılığınızla bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Binbircesit.com olarak 2016 yılında drone ile teslimat denemelerine başlayacağınızı duyurmuşsunuz. Denemeler ve testler nasıl sonuçlandı, şu anda drone ile teslimat konusunda ne durumdasınız?
Drone ile ürün teslimatı, sektörün müşteri memnuniyeti ve lojistik/kargo hizmetleri bağlamında nereye gidebileceğini göstermek için farkındalık oluşturan bir öngörümüzdü. Diğer yandan, kanun koyucunun Türkiye’de drone ile teslimatı teşvik eden yasal bir altyapı oluşturması gerekiyor. Drone vb. yeniliklere uyum sağlayarak hızlı ve güvenli bir şekilde ulaştırma hizmeti vermenin kritik bir öneme sahip olduğunu düşünüyoruz.
5 Yıl içerisinde, drone ile teslimat için her anlamda altyapının tamamlanacağı görüşündeyiz. Şu anda, bir adet drone havalandırmak için resmi olarak izin almanız gerekiyor. Bürokrasinin azaltılarak, sektörün daha hızlı hizmet verebilmesinin önünün açılacağını öngörüyoruz. 5 Yıl sonra gökyüzünün bu halini mumla arayabiliriz.
2017 Yılında siteniz üzerinden Ferrari marka bir aracı online satışa sunmuşsunuz hem de kargo bedava. Bu bir pazarlama hamlesi miydi?
Aslında bir pazarlama hamlesi değildi. İlgili markanın distribütörlük ve dağıtımını yapan firma ile yakınlığımız bulunmaktaydı. Bir sohbet esnasında böyle bir fikrimiz oluşmuştu. Bundan çok olumlu dönüşler aldık. 1 Tane Ferrari satışı gerçekleşti.
Genelde insanların aklında şöyle bir düşünce var; işlerini büyütmek istiyorsan İstanbul’a gitmen lazım veya İstanbul’da başlaman lazım. Siz, Balıkesir merkezli bir girişim olarak bu durumun avantajını veya dezavantajını hiç hissettiniz mi?
İkisi de hissedilebiliyor. Fakat buradaki asıl konu, Türkiye’deki konumunuzdan ziyade, ülke sathına yayılmış kargo ağının halen yetersiz oluşudur. Bundan dolayı, sıkıntı yaşadığımız zamanlar olabiliyor. Öte yandan, bildiğiniz üzere Balıkesir, Türkiye’de nüfusun yoğun olduğu pek çok bölgeye yakın bir konuma sahip. Bu da bizim için önemli bir avantaj oluyor. İleride bir çok e-ticaret sitesinin artan talebi karşılamak için her şehirde büyük bir teslimat deposu açacağını düşünüyoruz. Bilindiği üzere, artık mobil uygulamalar sayesinde, kısa sürede yemek kapımıza kadar geliyor, market alışverişimiz geliyor… Elektronik ve diğer ürün gamlarının da 30 dakika içinde sipariş adresine teslim edileceği günlerin yakın olduğu görüşündeyim.
Günümüzde e-ticaret altın çağını yaşıyor, bundan dolayı da her geçen gün yeni e-ticaret platformları piyasaya çıkıyor. Sizce bir e-ticaret projesinin başarılı olması için yapması gereken en önemli şey nedir?
Rakip analizini çok iyi yapması gerekiyor. Eğer rakibi olmayan bir proje ise hiç vakit kaybetmeden başlamalı. Fakat rakibi çok olan ve bu sebeple piyasada tutunmak için yoğun bir pazarlama faaliyeti gerektiren bir iş ise projeyi tekrar gözden geçirmekte yarar var. Yoğun rekabet içinde satışlar, maliyetleri ne düzeyde karşılayabiliyor? İşe başlarken firmanın kasasında ya da girişimcinin cebinde 2 yıl boyunca sabit masrafları karşılamaya yetecek para var mı? Bunlar gibi maliyet, kar/zarar ihtimallerini ve senaryolarını iyi tahlil edebilecek ve tedbirini alabilecek bir yapı kurmak çok önemlidir diye düşünüyorum.
Kripto para birimlerine yatırım yapmak isteyen kişilere bir tavsiyeniz var mı? Bu iş için geç mi kalındı yoksa daha yolun çok mu başındayız?
Ben, yolun ilk metrelerini adımladığımızı düşünüyorum. Kripto paralar insanlara, sahibi oldukları paralarının kontrolünün kurumsal yapılarda değil bizzat kendi ellerinde olması imkanını tanıyor. Bu söylediğim şöyle anlaşılmasın lütfen: hemen gidip coin alırsam zengin olurum.
Malumunuz, genellikle ekonomik yatırımlar uzun solukludur. Kripto paralara yatırım da uzun vadeli planlanması gereken bir yatırımdır. Kısa vadede sonuç alınırsa ne âlâ. Dünyada ve ülkemizde gideceği çok yolu var. Henüz tam tabana yayılmadı, insanlar tam anlamıyla alışmadı. Bundan dolayı, bir kişinin ya da kurumun yatırım için ayırdığı bir bütçesi var ise küçük bir miktar ile de olsa başlanabilir diye düşünüyorum.
İş hayatınız boyunca yaşadığınız en mutlu ve en zor anı bizimle paylaşır mısınız?
Tüm içtenliğimle söyleyebilirim ki; girişimcilik, çok büyük zorluklara göğüs germe sanatıdır.
Tabii ki, birçok mutlu ve zor anılarımız oldu. Ağrı’lı Serpil vardı, umarım bu yazıyı okuyordur. Son evre kanser hastası olan babasına, babalar gününde harçlıklarıyla biriktirdiği para ile saat almak istemişti. İstediği gibi, kendi resimlerinin olduğu bir paket ile adresine gönderilmişti. Yolda kargo aracı bir kazaya karışmış 3 gün sonra kargosu ulaşmış. Serpil kardeşimiz ise, bu saati hediye edemeden babasını kaybetmiş. Buna rağmen, kargo firmasından ürününü kırık halde istemiş ve mezarı başına kutuyu bırakmıştı. Bizi çok derinden etkilemişti. Serpil, şu an üniversitede okuyor.
Bir diğer büyük üzüntü duyduğumuz konu ise, 2012 yılında Suriye tarafından düşürülen uçağımızın pilotu Şehit Yüzbaşı Gökhan Ertan’ın, uçuştan önce verdiği siparişin “Alıcı Bulunamadı” ibaresiyle bize geri gelmesiydi. Mekanı cennet olsun.
Her memnun müşteri, en çok mutlu olduğumuz an.
Sizi çok etkileyen ve hayatınızı buna göre şekillendirdiğiniz bir söz var mı?
1- Para kazanırken değil, harcanırken zengin olunur.
2- Global ürün tüketen kişinin, aynı oranda global ürün üretiyor olması gerekli.
3- Bazen kazanır, bazen de tecrübe edinirsin.
4- Birinci kural müşteri daima haklıdır, ikinci kural, müşterinin haksız olduğu durumlarda birinci kural geçerlidir. ( Costumer is always right. )
Tüm girişimci arkadaşlarıma bu mottoyu benimsemelerini tavsiye ediyorum.
İşlerden arda kalan zamanlarda kafanızı dağıtmak için ne gibi aktivitelerde bulunuyorsunuz?
Okumaya ve yeni şeyler keşfetmeye aşığım. Aile, en büyük sermayedir. Sevgili eşim Özlem hanım ve oğlum Mustafa ile yeni şeyler keşfetmeye bayılıyoruz. Buradan da onlara, hayatıma kattıkları tüm güzelliklerden dolayı teşekkürlerimi iletiyorum.